AĞIR bir yük kaldırmak veya ters bir hareket yapmak gibi pek çok dış faktörün yanı sıra kişiden kaynaklanan sebeplerden dolayı da bel fıtığı riskinin olduğunu söyleyen Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, bu hastalıktaki en belirgin şikayetin bel ve bacak ağrıları olduğunu dile getirdi.
Bel fıtığı olan kişilerde bazen bel veya bacak ağrılarından sadece birisinin bulunabileceğini belirten Yıldızhan, "Hastalarda, hareket kısıtlılığı, topallayarak yürüme, vücudun bir tarafa doğru çarpılması gözlemlenebilir. Ağrıyla birlikte bacaklarda uyuşma, karıncalanma, hastalık ilerledikçe kuvvet kaybı ve incelme görülebilir. Sinirlere genişçe basan fıtıklarda cinsel fonksiyonlar olumsuz etkilenebilir'' dedi.
HANGİ HASTALAR AMELİYAT EDİLMELİ?
Bel fıtığına yakalanan hastaların büyük çoğunluğunun cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edildiğini ifade eden Yıldızhan, "Ancak bazı hastalar vardır ki, mutlaka ameliyat olmaları gerekir. Konservatif tedavi dediğimiz cerrahi dışı metotlarla tedavi edilen hasta her şeye rağmen iyileşmiyorsa, yani dayanılmaz inatçı bir ağrıya sahipse ve bu ağrı doğal olarak hayat kalitesinin düşük seyretmesine yol açıyorsa, söz konusu hasta cerrahi müdahaleye aday demektir. Bazı hastalar konservatif tedaviyle iyileşirler fakat bir süre sonra rahatsızlıkları yeniden nükseder. Hastalığı bu şekilde senelerce sürüp giden insanlar var ve her rahatsızlık döneminde iş, aile ve sosyal hayatları bundan ciddi şeklide etkileniyor. Bel fıtığı böyle sık nükseden ve özellikle iş hayatlarındaki verim ve kalite ciddi boyutlarda düşen, bu şekilde haftalar boyu normal yaşantıdan kopan kişilerde cerrahi müdahale gündeme geliyor. Bu gruptaki hastalara rahatsızlıklarının nedeni teferruatlı olarak anlatılmalı ve ameliyat kararı kendilerine bırakılmalıdır" diye konuştu.
Bel ve bacak ağrılarıyla birlikte bacaklarında uyuşma, kuvvetsizlik, bacak adalelerinde zayıflama ve incelme bulunan hastalar olduğunu da belirten Yıldızhan, "Bu hastaların durumu sürekli olarak kötüye gideceği için ameliyatın gerekli olduğu kendilerine anlatılmalıdır. Bel fıtığı bulunan bir hastada idrar ve büyük abdest yapamama veya tutamama, makat ve cinsel organlar civarında uyuşma, bacaklarda felce gidiş gibi belirtiler varsa o kişi acilen ameliyata alınmalıdır. Böyle bir hastada saatlerin hatta dakikaların dahi önemi vardır. Beklendiği takdirde bel fıtığının kendiliğinden iyileşeceği fikri her hasta için geçerli değildir. Uzun yılları kapsayan tecrübelerimiz göstermiştir ki, başarılı bir cerrahi girişim iyileşme sürecini kısaltmakta ve hastalar işlerinin başına genellikle daha kısa sürede dönmektedirler" diyerek sözlerini noktaladı.