657 ve 926'ya tabi olmayanlar nasıl emekli olur?



Aylıklarını 657 veya 926 gibi personel kanunlarına tabi olarak almayan Emekli Sandığı Mensuplarının emekli aylığı nasıl hesaplanır?

Her bir kamu personelinin, bir personel kanunu bulunur. örneğin memurlar için 657, askeri personel için 926, akademik personel için 2914, hakim ve savcılar için 2802 sayılı kanunlar gibi.

Ama bir de ayrı personel kanunu olmayıp Emekli Sandığına tabi kılınmış kamu personeli bulunmaktadır.

Böyle bir durumda, aylıklarını personel kanunlarına göre almayan Emekli sandığı üyeleri hangi ek gösterge üzerinden emekli olacaktır?

5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun Ek 17. maddesinde; aylıklarını personel kanunlarına göre almayan iştirakçilerin emeklilik keseneklerine, tahsil durumları itibariyle personel kanunlarına göre girebilecekleri derece ve kademelerin esas alınacağı; Ek 48. maddesinin (b) bendinde de, aylıklarını personel kanunlarına göre almayan iştirakçilere, Genel İdare Hizmetleri Sınıfında görev yapan genel müdürler için belirlenen ek gösterge rakamını geçmemek üzere, ifa ettikleri görevleri itibariyle Devlet Memurları Kanununa göre girebilecekleri sınıflardaki benzer görevlerin aynı kadro, unvan veya derecesi için belirlenmiş ek göstergelerin uygulanacağı hükme bağlanmış, Ek 15. maddesinde ise, "Personel Kanunları" deyiminin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile bu kanunlara tabi olmayan kamu personelinin aylık ve sair özlük haklarını düzenlemek üzere çıkarılan kanunları ifade edeceği kuralına yer verilmiştir.

Bu düzenlemeye göre, aylıklarını personel kanunlarına göre almayanların emekliliklerinde hak edecekleri ek göstergeler, GİH'teki genel müdür ek göstergesini geçmemek üzere emsale bakılıp belirlenecektir.

Bu konuda, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.'de kıdemli uzman (mimar) olarak çalışan bir personel emsalinin THS'Deki mimar olduğunu belirtip 3600 ek gösterge uygulanması için dava açmıştır. Danıştay 11. Dairesi kişinin mimarlık fakültesi mezunu olmakla birlikte bu mesleği fiiilen yapmaması nedeniyle 2200 ek gösterge olarak yapılan belirlemenin yanlış olmadığına karare vermiştir

İŞTE MAHKEME KARARI

DANIŞTAY
ONBİRİNCİ DAİRE


E. 2012/802
K. 2015/4486
T. 12.10.2015

İstemin Özeti : Ankara 10. İdare Mahkemesince verilen 16.9.2011 tarihli ve E:2011/444; K:2011/1626 sayılı kararın; davalı İdare tarafından, aleyhlerine olan kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : Mehmet Salih Şenol
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.'de kıdemli uzman (mimar) olarak görev yapmakta iken emekliye ayrılan davacı tarafından, ek göstergesinin (3600) yerine (2200) olarak belirlenerek bu rakam üzerinden emekli aylığı ve ikramiyesinin ödenmesine ilişkin işlemin iptali ile iptali istenilen işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal haklarının hak edildiği tarihlerden itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; dava konusu işlemin iptaline; yoksun kalınan emekli maaş farkları ile ikramiye farklarının dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin faiz istemine yönelik olarak ise davanın reddine karar verilmiştir.

Davalı İdarece, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

4456 sayılı Türkiye Kalkınma Bankası Anonim Şirketinin Kuruluşu Hakkında Kanun'un "Banka personeli" başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasında, banka hizmetlerinin gerektirdiği görevlerin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine tabi olmayan sözleşmeli personel eli ile yürütüleceği; 4. fıkrasında, banka personelinin emeklilik işlemlerinde, Genel İdare Hizmetleri sınıfında görev yapan Genel Müdürler için belirlenen ek gösterge rakamını geçmemek üzere, ifa ettikleri görevleri itibarıyla, Devlet Memurları Kanununa göre girebilecekleri sınıflardaki benzer görevlerin aynı kadro, unvan ve derecesi için belirlenmiş ek göstergeler ve makam tazminatlarının uygulanacağı kurallarına yer verilmiştir.

5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun Ek 17. maddesinde; aylıklarını personel kanunlarına göre almayan iştirakçilerin emeklilik keseneklerine, tahsil durumları itibariyle personel kanunlarına göre girebilecekleri derece ve kademelerin esas alınacağı; Ek 48. maddesinin (b) bendinde de, aylıklarını personel kanunlarına göre almayan iştirakçilere, Genel İdare Hizmetleri Sınıfında görev yapan genel müdürler için belirlenen ek gösterge rakamını geçmemek üzere, ifa ettikleri görevleri itibariyle Devlet Memurları Kanununa göre girebilecekleri sınıflardaki benzer görevlerin aynı kadro, unvan veya derecesi için belirlenmiş ek göstergelerin uygulanacağı hükme bağlanmış, Ek 15. maddesinde ise, "Personel Kanunları" deyiminin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile bu kanunlara tabi olmayan kamu personelinin aylık ve sair özlük haklarını düzenlemek üzere çıkarılan kanunları ifade edeceği kuralına yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen yasa hükümleri uyarınca davacının, aylıklarını personel kanunlarına göre almayan iştirakçiler kapsamında olduğu, bu itibarla nazari olarak tespit edilecek hizmet sınıfının, ifa ettiği görev itibarıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre girebileceği hizmet sınıfının tespiti bakımından, aynı Kanun'un hizmet sınıflarına ilişkin hükümlerinin de incelenmesi gerekmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36. maddesinde, bu Kanuna tabi kurumlarda çalıştırılan memurların sınıfları belirlenmiş; anılan maddenin (I) Genel İdare Hizmetleri Sınıfı başlıklı bölümünde, bu Kanun kapsamına dahil kurumlarda yönetim, icra, büro ve benzeri hizmetleri gören ve bu Kanunla tespit edilen diğer sınıflara girmeyen memurların Genel İdare Hizmetleri Sınıfını teşkil edeceği; (II) Teknik Hizmetler Sınıfı başlıklı bölümünde ise, bu Kanun kapsamına giren kurumlarda meslekleriyle ilgili görevleri fiilen ifa eden ve meri hükümlere göre yüksek mühendis, mühendis, yüksek mimar, mimar, jeolog, hidrojeolog, hidrolog, jeofizikçi, fizikçi, kimyager, matematikçi, istatistikçi, yöneylemci (Hareket araştırmacısı), matematiksel iktisatçı, ekonomici ve benzeri ile teknik öğretmen okullarından mezun olup da, öğretmenlik mesleği dışında teknik hizmetlerde çalışanlar, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi veya bölümlerinden mezun şehir plancısı, yüksek şehir plancısı, yüksek bölge plancısı, 3437 ve 9/5/1969 tarih 1177 sayılı Kanunlara göre tütün eksperi yetiştirilenler ile müskirat ve çay eksperleri, fen memuru, yüksek tekniker, tekniker teknisyen ve emsali teknik unvanlara sahip olup, en az orta derecede mesleki tahsil görmüş bulunanların Teknik Hizmetler Sınıfını teşkil edeceği; 43. maddesinin (B) fıkrasında, bu Kanuna tabi kurumların kadrolarında bulunan personelin aylıklarının, hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık alınan dereceleri dikkate alınarak, bu Kanuna ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde gösterilen ek gösterge rakamlarının eklenmesi suretiyle hesaplanacağı, bu ek göstergelerin, ilgililerin belirtilen sınıf ve görevlerde bulundukları sürece ödemelere esas alınıp, terfi bakımından kazanılmış hak sayılmayacağı kuralına yer verilmiştir.

Görüleceği üzere, davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan teknik hizmetler sınıfı kapsamında kabul edilebilmesi için, ilgililerin meslekleri ile ilgili görevleri fiilen ifa etmeleri, yasa hükmünde belirtilen kadro unvanlarına sahip olmaları ve en az orta dereceli okul mezunu olma şartlarının birarada bulunması gerektiği, bu koşullardan herhangi birini taşımayanların ise bu hizmet sınıfında sayılamayacağı açıktır.

Buna göre, mimar unvanına sahip olmakla birlikte, mimar unvanlı bir kadro veya pozisyonda görev ifa etmediği anlaşılan davacının ek gösterge rakamının, Teknik Hizmetler Sınıfı kapsamındaki personel için öngörülen rakamlar üzerinden belirlenmesine olanak bulunmamaktadır.

Ayrıca, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 7.12.2007 tarihli ve E:2005/2, K:2007/1 sayılı kararıyla, ek gösterge rakamlarının öğrenim sonucu elde edilen unvana göre değil, kadro unvanına göre belirlenmesi gerektiğine hükmedilmiştir.
Bu durumda, bitirdiği yüksek öğrenimden dolayı mimar kadro unvanında görev yapmadığı anlaşılan davacının, emekliliğe esas alınacak ek gösterge rakamının tespiti bakımından, Genel İdare Hizmetleri sınıfı kapsamında değerlendirilmek suretiyle ek göstergesinin (3600) rakamından (2200) rakamına düşürülmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, İdare Mahkemesince aksi yönde verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davalı İdarenin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının, temyiz edilen kısmının BOZULMASINA; dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemeye gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Konular