İyilik ve kötülükler karşılıksız kalmaz



Zilzal suresindeki ayetler, dünyada yapılan en küçük iyilik veya kötülüğün bile ahiret gününde karşılığının ödül veya ceza şeklinde alınacağını ifade eder.

Kuran-ı Kerim'in doksan dokuzuncu suresi Zilzal süresidir. Zilzal kelimesi deprem anlamına gelir. Bu sure kıyametin kopması ve insanların dünyada işledikleri ameller için hesaba çekilmesinden bahseder. Hz. Peygamber, Zilzal suresinin Kur'an'ın yarısına denk geldiğini ifade etmiştir.

Zilzal suresi ilk ayetiyle birlikte kıyametten sahneler sunmakta, yeryüzünün büyük bir sarsıntı ile sarsılacağı ve içindeki ağırlıkları dışarıya atacağı günü hatırlatmaktadır. Ayette geçen "ağırlıklar" kelimesinden hem kabirlerdeki ölüleri hem de yeryüzünün altındaki çeşitli madenler, gazlar vb. anlamak mümkündür.

'Korku' ve 'hayret'

Bu dehşet verici olayları gören insan, yeryüzünde rahat ve sakin bir şekilde yaşarken ortaya çıkan durum karşısında şaşırır ve "Ne oluyor buna!" diyerek korku ve hayretini ifade eder. Çünkü daha önce bu derecede şiddetli bir sarsıntı görülmemiştir. O gün Cenab-ı Hakk'ın ilhamıyla yeryüzü dile gelip şahit olduklarını tek tek haber verecektir. Daha sonra ise dünyada peygamberlerin tebliğlerine muhatap olan insanlar amelleri kendilerine gösterilmek üzere tek başlarına ve dağınık şekilde, kimi yüz aklığıyla, kimi yüz karasıyla, kimi selamet, kimi de korku ve kimisi dehşet içinde, özetle kimi bahtiyar, kimi de bedbaht olarak hesap yerine gelecekler, huzura çıkacaklardır.

Surenin sonunda yer alan "Kim zerre ağırlığınca hayır yapmışsa onu görür; kim de zerre ağırlığınca kötülük yapmışsa onu görür" mealindeki ayetler dünyada yapılan en küçük iyilik veya kötülüğün bile ahiret gününde karşılığının ödül veya ceza şeklinde alınacağını ifade eder. Bu ayetler indirilmeden önce bazı müslümanlar az bir şey verdikleri zaman bundan dolayı sevap kazanamayacaklarını; bazıları ise, yalan söylemek, harama bakmak, gıybet etmek vb. gibi günahlardan ötürü kınanmayacaklarını zannediyorlardı. Bunun üzerine yukarıda zikredilen ayetler indirilmiştir.

Ateşten koruyacaktır

Hz. Peygamber de "Bir yarım hurma veya bir güzel sözle olsun ateşten korunun" şeklindeki buyruğuyla kişinin, karşılığını Allah'tan bekleyerek iyi niyetle yaptığı en küçük bir iyiliğin dahi onu ahirette ateşten koruyabileceğini vurgulamıştır.

Sahabeden Ebü Said el-Hudri "Her kim zerre miktarı hayır işlerse onu görecek. Her kim de zerre miktarı bir şer işlerse onu görecektir" ayetleri ile ilgili olarak Rasülullah'a şöyle sormuştu: "Ey Allah'ın Elçisi! Kendi amellerimi görecek miyim?" Allah Rasülü: "Evet!" cevabını verince Ebü Said, "Ben mahvoldum" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Sevin Ey Ebü Said. Çünkü yaptığın her iyi davranışa on sevap verilecektir" buyurdu.

Bir ayet

Hani rabbiniz şöyle buyurmuştu: "Andolsun eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir" (İbrahim 14/7)

Bir hadis

Sizden biri hoşlanmadığı bir rüya görürse bu Allah'tandır. O kişi bu rüyadan dolayı Allah'a hamdetsin ve onu anlatsın. Bunun dışında hoşuna gitmeyen bir rüya görürse bu da şeytandandır. Rüyanın kötü etkisinden Allah'a sığınsın ve ondan kimseye söz etmesin. Böyle yaparsa o rüya kendisine zarar vermez.

Nuruosmaniye Camii

Nuruosmaniye Camii, İstanbul'da inşa edilmiş ilk barok özellikli camidir. Çemberlitaş semtinde, Kapalıçarşı'nın girişinde yer alır. 1748-1755 yıllarında inşa edilmiştir.

Batılılaşma eğilimlerinin mimaride ortaya çıkmaya başladığı bir devirde ortaya çıkan camii ve külliyesi, Osmanlı mimarisinde bir dönüm noktası sayılmaktadır.

Camiinin yer aldığı alanda daha önce Osmanlı şeyhülislamlarından Hoca Sadettin Efendi'nin eşi Fatma Hatun'un mescidi bulunmaktaydı. Fatma Hatun Mescidi yıkılmaya yüz tutunca I. Mahmut'un emri ile yerine cami inşaatı başladı. Mustafa Ağa ve yardımcısı Simon Kalfa (Mimar Simeon) tarafından gerçekleştirilen inşaat; I. Mahmut'un ölümünden sonra üç yıllık saltanat süren kardeşi III. Osman zamanında "Nur-u Osmani" (Osmanlı'nın Nuru) adıyla tamamlandı. Adını, padişah III. Osman'dan ve caminin içindeki ışıktan aldığı söylenir.

Cami ile birlikte medrese, imarethane, kütüphane, türbe, Çeşme ve sebilden oluşan bir külliye inşa edilmiştir. Çevresindeki birkaç dükkan da külliyeye dahildir. Barok sanatının etkisi kütüphane, türbe, çeşme ve sebilde de görülmektedir.

Herkes niyetinin karşılığını alır

Hz. Peygamber Medine'ye hicret emrini alınca müslümanlar o güne kadar elde ettikleri bütün varlıklarını, hatta bazıları aralarında kan bağı olan yakın akrabalarını Mekke'de bırakarak hicret ettiler. Ancak hicret edenler arasında tamamen farklı bir amaç için Medine'ye gelen birisi vardı. Bu kişi Medine'ye hicretin faziletini elde etmek için gelmemişti. Onun Medine'ye geliş gayesi aşık olduğu Ümmü Kays diye bilinen bir kadınla evlenebilmekti. Zira aşık olduğu kadın müslümandı ve diğer sahabilerle birlikte Hz. Peygamber'in çağrısı üzerine hicret etmiş; Mekke'de evlenme teklifini kabul etmemişti.

Söz konusu gizli niyetinden dolayı bu şahıs daha sonraları "Ümmü Kays muhaciri" diye anılmıştı. Bu olay üzerine Hz. Peygamber, ''Ameller niyetlere göredir. Herkes sadece niyetinin karşılığını alır. Kim Allah ve Resulü için hicret ederse, hicreti Allah ve Resulü'nedir. Kim de erişeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadından dolayı hicret ederse hicreti, hicretine sebep olan şeye göre değerlendirilir." buyurdu.

Böylece Hz. Peygamber, insan fiillerinin Allah katındaki değerinin ve sonsuz alem için karşılığının öncelikle niyete göre belirleneceğine dikkat çekmiştir. Ayrıca sadece dünyevi maksatlarla yapılan işlerin sonucunun da elde edilebileceğini, ancak bunların ahirette bir karşılığının bulunmayacağını belirtmiştir.

Dua adabı

Duaya besmele, Allah'a hamd ve Peygambere Salat ile başlamalı

Duadan önce tevbe etmeli

Eller göğe açılmalı ve duanın sonunda yüze sürülmeli

Esma-i Hüsna ile dua edilmeli

Duanın kabul edileceği zamanlar tercih edilmeli (ramazan, Cuma ve bayram geceleri, seher vakitleri, ezan ile kamet arasında, secdede ve namazın hemen ardından)

İçtenlikle ve bilinçli olarak yapılmalı

Kabul olacağına inanarak dua edilmeli

Kısık sesle ve yalvararak dua edilmeli

Israrla duaya devam etmeli

Meşru şeyler talep edilmeli

Sadece sıkıntılı zamanlarda değil her zaman dua edilmeli

3 soru 3 cevap

Kandil geceleri için özel bir namaz var mıdır?

Kandil gecelerine ait özel bir namaz yoktur. Fakat bu geceleri kaza namazı veya nafile namaz kılarak, Kur'an okuyarak, tevbe ederek vb. ibadetlerle geçirmek uygun olur.

Secde ayeti okununca hemen secde etmek şart mıdır?

Kur'an-ı Kerim'de 14 secde ayeti vardır. Bunlardan herhangi birini okuyan veya işiten kimsenin secde etmesi gerekir. Namaz dışında secde ayeti okunur okunmaz hemen secde etmek gerekmez. Daha sonra uygun bir zamanda yapılabilir. Ancak zaruret bulunmadıkça geciktirilmemesi uygun olur.

Büyük günahlar nelerdir?

Peygamberimizin hadislerinde, Allah'a şirk koşmak, cana kıymak, sihir yapmak, faizcilik yapmak, yetim malı yemek, zina yapmak, yalan olarak zina suçlamasında bulunmak, savaştan kaçmak, hırsızlık yapmak, içki kullanmak, yalancı şahitlik yapmak, yalan yere yemin etmek, başkasının malını gasbetmek gibi davranışlar büyük günah olarak ifade edilmiştir.

Hazreti Peygamber'den bir dua

Allah'ım! Günahlarımı, bilgisizlik yüzünden yaptıklarımı, haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı, benden daha iyi bildiğin bütün hatalarımı bağışla.

Çocuklar için camide Oyun alanı

Ankara'da Diyanet İşleri Başkanlığı hizmet binasının yanında bulunan Ahmet Hamdi Akseki Camisi'nde çocuklar için oyun alanı oluşturuldu. Çocuklara namaz boyunca bir görevli de güvenlik amacıyla eşlik etti. Caminin müezzini Mansur Sağır, pilot olarak başlattıkları uygulama üzerinde uzunca bir süredir çalıştıklarını anlattı.

'Amacımız sevdirmek'

Uygulamanın cami cemaati tarafından da beğenildiğini aktaran Sağır, şöyle konuştu:

"Cemaatimizden en ufak bir şikayete rastlamadık. Teravihlerde 50-100 arasında çocuk oluyor. Bu çocukların camiyi sevmesi, cami havasını teneffüs etmesi, ileriye dönük Kur'anla camiyle daha çok meşgul olmalarını sağlamak amacındayız. Onlara camiyi sevdirmek hedefimizdi. Cemaatimiz de uygulama nedeniyle rahat bir şekilde namazını kılıyor. Oyun alanı sayesinde çocuklar birbiriyle kaynaşıyor, arkadaş ediniyor. Oyun alanımız nedeniyle çok uzaklardan gelen cemaat var. Güvenlik amacıyla sürekli çocukların başında duran bir görevlimiz var."

Camideki oyun alanında oynayan çocuklardan Ahmet Yasin Faslı, Yenimahalle'den geldiğini ve oyun alanını çok güzel bulduğunu söyledi. Yağmur Baruk da camiye anne ve babasıyla geldiğini, en çok ahşap oyuncakları sevdiğini anlattı. Pilot olarak başlanan uygulamanın farklı camilerde yaygınlaştırılacağı belirtildi.

Konular