Akciğer tansiyonu nedir nasıl ölçülür?



Pulmoner hipertansiyon adı verilen akciğerdeki tansiyon yüksekliği, tedavi edilmediği takdirde ortalama 2.8 yıl içerisinde ölüme götürüyor.

En önemli belirtisi nefes darlığı olan pulmoner hipertansiyonun toplumda çok iyi bilinmediği için başka hastalıklarla karıştırıldığı ve çoğunlukla ölümle sonuçlandığı bildirildi. Kısaca PAH olarak tanımlanan pulmoner hipertansiyonun akciğer atardamarındaki basınç yüksekliği olduğunu söyleyen Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği PAH Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Gökçen Orhan, hastalığın her yaşta görülebildiğini belirterek, "Son zamanlarda hareketle artan nefes darlığınız varsa, kendinizi bitkin hissediyorsanız mutlaka bir ekokardiyografi çektirin" diye uyarıda bulunuyor.

Pulmoner hipertansiyonda en sık rastlanan şikayetlerin yorgunluk, egzersiz sonrası nefessiz kalma, egzersiz sonrası göğüs ağrısı ve bayılma olduğunun altını çizen Doç. Dr. Orhan, "Belirtilerin ortaya çıkışından sonra tedavisiz kalan hastalarda beklenen ortalama yaşam süresi 2.8 yıldır. Bu hastalık, agresif seyreden çoğu kanser türünden daha öldürücüdür. Hastalar genellikle sağ kalp yetersizliğinden kaybedilir" dedi.

İŞTAH KESİCİLER BÜYÜK TEHLİKE

Türk toplumunda görülme sıklığı yüzde 5'e kadar yükselen pulmoner hipertansiyon çok çeşitli sebepler yüzünden ortaya çıkabiliyor. Doğuştan gelen delik, daralma gibi kalbin yapısal bozuklukları sebebiyle ortaya çıkan hipertansiyon daha çok çocukları etkiliyor. Bunun yanında tedavisiz kalan sol kalp yetmezliği, KOAH gibi akciğerin hastalıkları, horlama ile kendini belli eden uyku apnesi, DVT adı verilen bacaktan akciğere pıhtı atması, HİV enfeksiyonları hastalığın gelişimine sebep oluyor. Pulmoner hipertansiyona yol açan etkenlerden biri de son yıllarda çok moda olan iştah kesicilerin bilinçsiz şekilde kullanılması. Doç. Dr. Gökçen Orhan, kilo vermek için kullanılan bu ilaçların endotel adı verilen damar duvarını bozarak ölümle sonuçlanan süreci başlattığını söyledi.

TEŞHİS EKO İLE KONULUYOR

Hastalığın sanıldığı kadar sinsi seyretmediğini, belirtilerin dikkate alınması durumunda teşhisin basit bir ekokardiyografi ile konulabileceğini söyleyen Doç. Dr. Gökçen Orhan "PHT tanısı öncelikle şüphe etmekle başlar. Kaybedilecek zaman hastaların tedavilerini kötü etkiler. Muayene ardından yapılacak yürüme testi, ekokardiografi ve kalp kateterizasyonu ile teşhis konulur. Teşhiste hastalığın sebebinin belirlenmesi tedavi açısından çok önemlidir" diye anlattı.

ERKEN TEŞHİSTE TEDAVİSİ VAR

Geç teşhis edildiği ve tedavi edilmediği takdirde seyri son derece kötü olan bu hastalıkta, doğru tedavi ile hastaların yaşam kalitesi düzeltilebiliyor ve beklenen yaşam süresi uzayabiliyor. Tedavi şekli ise hastalığın sebebine yönelik olarak seçildiğini söyleyen Doç. Dr. Gökçen Orhan, "Daha önce bu hastalar kendi hallerine bırakılıyordu. Şimdi yeni bir takım ilaçlarımız var. Bu ilaçlar, akciğerin damarını gevşetmeye yarıyor. Kronikleşmiş akciğer embolisi olan hastalarda pıhtı, cerrahi olarak çıkarılıyor. İleri evredeki hastalarda akciğer ya da kalp-akciğer nakli tek tedavi seçeneği olarak karşımıza çıkıyor" dedi.

YORGUNLUKTUR DEYİP GEÇMEYİN

Başlangıç döneminde sadece hareketle artan bir yorgunluk hissedildiğini söyleyen Doç. Dr. Gökçen Orhan, "Hastalığın erken döneminde aktivitelerde kısıtlama olurken ilerleyen dönemlerde aktif çalışmayı ve yaşamı kısıtlayan tablo ile hastalar günlük hayat ve iş yaşamından koparlar. Doğru tedaviyi alamayan hastalar evden ya da hastaneden çıkamaz hale gelirler. Hızla kötüleşerek kaybedilirler" dedi. Doç. Dr. Orhan, erken teşhis için şu belirtilerin atlanmaması gerektiğini vurguladı:

l Yorgunluk ve güçsüzlük

l Nefes darlığı (özellikle egzersizle artan)

l Göğüs ağrısı

l Öksürük (bazen kanlı)

l Baş dönmesi

l Bayılma

l Hastalığın ilerlediği dönemlerde ayak bileğinde şişlik

l Dudaklarda maviye dönen renk değişikliği

l Karında şişkinlik

KADINLARDA DAHA SIK

Akciğer damar yapısından kaynaklanan pulmoner hipertansiyon, 20-40 yaş arasında ve kadınlarda; doğuştan kalp hastalığına bağlı olan tipi ise çocuklarda ve genç erişkinlerde daha sık görülüyor.

Konular