Mutlu bir evlilik nasıl inşa edilir?



İletişim uzmanı, aile danışmanı, araştırmacı yazar Sevda Türküsev, mutlu evliliğin bulunmadığını birlikte inşa edildiğini söylüyor ve mutlu evliliğin sırrını şöyle fısıldıyor: Eşinizin zevk ve isteklerini öğrenin. Onlardan birlikte keyif alın. Birlikte vakit geçirin, karı - koca değil eş olun. Birbirinizi değerli hissettirin!

Onu haber kanallarındaki tartışma programlarında alevli alevli siyaset konuşurken tanıyoruz ama o aslında İletişim Uzmanı, aile danışmanı araştırmacı yazar... Sevda Türküsev 46 yaşında, yıllar önce 'başarılı bir boşanma' gerçekleştirdiği evliliğinden bir de oğlu var... Onunla siyaset konuşmuyorum zira birden elini beline koyup asabileşebiliyor... Türküsev ile kadın olmayı konuştuk. Evli değilim ama çevremde o kadar problemli evlilik var ki, bu sosyal sorunu gündeme getirmek daha doğruydu. Kadın olmak kılıktan kılığa girdiğin bir sanat...

Anında evlenen hemen boşanır

Aslında bu soruyu tersten "Neden evleniyoruz" diye soralım derim! Evet, bana göre asıl mesele burada. İnsanlar eskiden aile olma kavramı içinde evliliğe bakarlardı. Şimdi ise evlilik öncesi ilişkiler, dahası kavuşmak bir arada olmak için evlenmeler var. Aile kurumu eskisi gibi ciddiye alınmıyor. Evlenilince aile olunur sanıyorlar. Tabii ki evlilik aile olmak demektir fakat aile olmanın gerekleri vardır. Şayet bunları yapmazsanız o kurumun içini boşaltırsınız. Evlilik sorunların ortaklaşa çözüldüğü bir kurumdur.

Evlilik öncesinde değerler tüketiliyor

Uzun süreli flörtlerde evlilik öncesi cinsel sınırlar da kaldırılıyor. Defalarca kavga edilip barışılıyor. Geriye tek bir şey kalıyor o da çocuk yapmak. Evlilik öncesinde tüketilmiş değerlerin yerine koyacak bir şeyler bulunamayınca haliyle iki kişilik yalnızlık başlıyor. Bir de evde yaşanan iktidar savaşı var tabii ki. Adamın biri bir bilgeye gitmiş ve sormuş: "Hocam, evde hanımla hep çekişiyoruz. Ona buna soruyorum, kimi bana hep imam olacaksın önde duracaksın kimisi hep cemaat olacaksın arkada duracaksın. Ne yapmalıyım?" Bilge de cevap vermiş: "Evladım evlilikte kimi zaman imam kimi zaman cemaat olacaksın. Ne zaman önde ne zaman arkada olmayı bilirsen sorun kalmaz!"

Sevgi mi güven mi önce gelir

İkisi de olması lazım ve ikisi de önemli. Fakat maalesef güven sarsıldığında ya da bittiğinde evlilik de hasar görüyor. Hatta çoğu evlilik güvensizlikten sona eriyor. Bazen de sevgi azalsa da saygı ve güven varsa eşler o evliliği sürdürüyor. Aşk sahiden gözü kör eder, körü körüne güven doğurur. Bu yüzden duyguların kontrolü çok önemli. Sevgi duygusu bir şekilde yeşertilebilen bir duygudur, fakat güven bir gitti mi asla yerine gelmez.

Her evlilikten bir yuva çıkar mı

Maalesef değil. Çocuklar için ya da yeni kanunlardan dolayı mal mülk için yada inatlaşma için özellikle 40- 55 yaş arası evli çiftlerin belki de yüzde 20'si boşanamadığı için evli. Yani evli olmak istedikleri için değil boşanamadıkları için. Bir şirket ortaklığıymış süren evlilikler.

Şu ten uyumu dedikleri şey

İnsanlar genellikle ilk bakışta birbirinden hoşlanır. Taraflar öncelikle cinsel dürtüleri ile tercih yaparlar. Günümüzün popüler kavramı şu ten uyumu denilen şey yüzünden evlilikler kurban ediliyor. Ten uyumu ile başlayan süreçte hızlı gelişen tensel yaklaşımda kafaların ne kadar uyduğunu ölçüp tartmıyorlar. Tabii ki ten uyumu çok önemli fakat öncelikli kafa uyumuna bakılması gerekir.

Erkekler neden aldatır

Biraz iddialı olacak ve buna kadınlar da kızacak ama aslında erkek, çapkın kadın bulunca çapkınlık yapıyor. Çapkın erkek cevap almadığı bir kadını fazla zorlayamaz. Biz hep erkekleri suçluyoruz ama bu da bir arz talep meselesi. Bu yüzden kadınları da sorgulamak gerekir. Şu sıralar modernlik ve eşitlik kavramını abartanlar da var. Yıllarca erkelerden şikayet eden çoğu kadın eşitliği erkekler gibi çapkın olarak yakalamaya çalışıyor. Herkes istediği gibi yaşar diyebilirsiniz ama sonra çıkıp 'Erkekler neden evlenmek istemiyor' veya 'Boşanmalar arttı evlilikler azaldı' diye sızlanma hakkınız da kalmaz.

Kadın alkışlandığı an!

Bana danışmaya gelen erkekler daha çok eşleriyle aralarında özel hayatın bitmesi ya da yok denecek kadar azalması sorunuyla geliyor. Kadının kendine bakmaması, eşine ilgi göstermemesi, çocuğu ilk sıraya koyması, erkeklerin en çok şikayet ettiği konu. Gelen erkek danışanların çoğu eşini aldatıyor. En büyük problem kadının doğumdan sonra tamamen analık moduna girmesi. Kadınlık bir sanat aslında; her kostümü yeri ve zamanı geldiğinde profesyonelce giyebildiğin sürece alkışlanası bir sanatçısı... Farklı farklı oyunlarda, farklı kostümlerde, farklı saç, farklı makyaj, farklı kilo, farklı bakış, farklı konuşma!

Bir çocukla ilgilenir gibi

Kadınların en büyük problemi kocalarının kendisini aldattığı kuşkusu. Son dönemde, sosyal medya kullanımın artık sıklığıyla, kadın da erkek de farklı tipte karşı cinsle yaptıkları muhabbetten dolayı ikilem yaşıyorlar. Özellikle kadınlarda, sosyal medya kaynaklı, fiziksel olmasa da duygusal aldatmalar arttı. Sonuç itibariyle, en kötü erkek ilgilenilmemiş erkektir. Çocukla ilgilenir gibi ilgilenmek lazım erkekle. Kadın belki o boşluğu başka şeylerle doldurabiliyor ama erkek ilgiyi kaybettiği zaman başka kadına yöneliyor.

Ekrandaki büyük tehlike

Bir çok dizi ve evlilik programı, 'reality show'lar toplumu aile kurumu ve aile hayatı üzerindeki düşüncelerinde büyük bir hasar açtı. Bu gayri ciddi programlar kurumun saygınlığını zedeledi. RTÜK bile bu konuda çok yetersiz. Onlarca haber programına ciddi cezalar kesiyor. Fakat toplum ve aile hayatını olumsuz etkileyen programlara dokunmuyor. Çok eşlilik, silah, genç kızlarımızın rahatlığı... Bu dizilerde fazlasıyla ne ararsan var. Yanlışa özendirme var. Mecliste alınan bir takım kararlar yetmez, medya başta olmak üzere herkesin bu yozlaşmanın üzerine hassasiyetle eğilmesi lazım.

Görücü usulü, daha uzun ömürlü

Birtakım araştırmaların da desteklediği üzere, görücü usulü evlilikler daha dayanıklı oluyor. Neden, çünkü evlilik öncesinde karşılıklı saygı var. Evlilik öncesi yaşanmışlık olmadığı için evlendikten sonra zamanla oturan bir düzen var. Tükenmişlik değil tahammül hakim. Bu yüzden nişanlılık süresi de en fazla bir yıl olmalı, hatta altı ay. Evlilik farklı bir şey, beş yıl da birlikte yaşasan, flört etsen, nişanlı veya sözlü kalsan da tanıyamıyorsun karşındakini. Aynı evde bir hayat paylaşmak farklı bir şey.

Kıskançlığın dozajı olmalı

Hiç kıskanç olmamak veya çok kıskanç olmak rahatsızlıktır. Eşler birbirlerini kıskanmalılar ama bunun bir dozu olmalı. Ve şunu da unutmamalılar; evli insanlar birbirlerine karşı sorumludur. Ya mutlu evliliğin sırrı nedir?.. Benim öncelikli tavsiyem, Eşinizi tanımaya çalışmanız, onun zevki ve isteklerini keşfedip onlardan birlikte zevk almayı denemeniz. Evlilik ne sadece cinselliktir ne de sadece kafa uyumu. İkisi birlikte güzeldir. Sohbet edin, birlikte vakit geçirin ve karı - koca değil eş olun... Birbirinizi değerli hissettirin ve sevdiğinizi söyleyin. Unutmayın her mum sarayda da olsa yakılmayı bekler. Birbirinizi her zaman harekete geçirecek o duyguları taze tutun. Güven duygusunu asla incitmeyin ve hayatı kaçırmayın.