Eşi ve çocukları hastalanan memurun yaşadığı sorunlar



Uygulamada memurun bakmakla yükümlü olduğu eş ve çocuklarının hastalanması hallerinde birçok sorun yaşandığı ve bu konularda amirlerin takdirleriyle eş ve çocukların tedavi ettirildiği görülmektedir.

Uygulamada memurun bakmakla yükümlü olduğu eş ve çocuklarının hastalanması hallerinde birçok sorun yaşandığı ve bu konularda amirlerin takdirleriyle eş ve çocukların tedavi ettirildiği görülmektedir. Yaşanan bunca soruna rağmen konu bir türlü çözüme kavuşturulmamıştır. Konuyu bütün boyutlarıyla izah etmeye çalışacağız.

Mevzuatta ayakta tedavi için izin var mı?

Bu konudaki temel mevzuat 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları ile Hastalık ve Refakat iznine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'tir. Bu kanunda; memurun hastalanan veya kaza geçiren eş ve çocuklarının ayakta tedavisinde refakatçi olarak yanında bulunması için kurumundan izinli sayılmasına imkan veren bir düzenleme bulunmamaktadır. Düşünün ki eşiniz rahatsızlandı ve siz onu doktora götürmek zorunda kaldınız, eğer amirinizden izin alamazsanız yıllık izin kullanmak zorunda kalabilirsiniz. Aynı durum çocuklarınız için de geçerlidir.

Şayet amirinizle sıkıntılar yaşıyorsanız eş ve çocuklarınızın tedavisinde refakat edebilmeniz ciddi sorunlar çıkartabilir. Çünkü, mevzuat hangi hallerde refakat edileceğini net bir şekilde sınırlıyor ve ayakta tedavi de bu sınırlamanın dışında kalmaktadır. Uygulamada mevzuatta olmamasına rağmen saatlik izinlerle sorun giderilmektedir. Halbuki yıllardan beridir yaşanan bu soruna mevzuatla çözüm bulunması gerekirdi.

Nitekim Devlet Personel Başkanlığı'nın vermiş olduğu bir görüşte; "...657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda bakmakla yükümlü olduğu eşi, çocukları, anne ve babasının hastalıkları sebebiyle sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaat ederek söz konusu kurum ve kuruluşlarca muayene edilmesi sırasında ya da muayene sonrası tetkik ve tahlillerde geçirdiği sürelerde bahsi geçen kişilere refakat eden Devlet memuruna ne şekilde izin verileceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır." ifadesine yer verildiğini görüyoruz.

Yine bu kurum vermiş olduğu görüşte; "...Bakmakla yükümlü olduğu kişiler ile bakmakla yükümlü olmadığı eşi, çocukları, anne ve babasının hastalanması sebebiyle sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaat ederek söz konusu kurum ve kuruluşlarca muayene edilmesi sırasında ya da muayene sonrası tetkik ve tahlillerde geçirdiği sürelerde bahsi geçen kişilere refakat eden devlet memuruna izin verilmesi hususunda gerekli kolaylığın sağlanması gerektiği ve bu iznin suistimal edilmesinin önüne geçilmesi amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarca bahsi geçen duruma ilişkin belge istenebileceği," ifadesine yer verildiğini görüyoruz.

Görüleceği üzere, bu konudaki sorun orta yerde durmakta ve amirlere önemli bir takdir hakkı verilmektedir. Halbuki yıllardır bilinen bu konuyla ilgili mevzuat değişikliği yapılarak sorun kökten çözülebilirdi, ancak bilerek veya bilmeyerek sorun hala çözülmedi.

Ayakta tedavi için verilen izinler yıllık izinden düşülür mü?

DPB'nin vermiş olduğu görüşe göre; bakmakla yükümlü olduğu kişiler ile bakmakla yükümlü olmadığı eşi, çocukları, anne ve babasının hastalanması sebebiyle sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaat ederek söz konusu kurum ve kuruluşlarca muayene edilmesi sırasında ya da muayene sonrası tetkik ve tahlillerde geçirdiği sürelerde söz konusu kişilere refakat etmesi amacıyla Devlet memuruna verilen iznin bahsi geçen personelin yıllık izninden veya mazeret izninden düşülmemesi gerekmektedir.

Eş ve çocukların hastalığı halinde refakat izni

657 sayılı Kanun'un 105 inci maddesinde; "memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hallerinde, bu hallerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük hakları korunarak, üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır." ifadesini görüyoruz.

Bu konuda DPB'nin vermiş olduğu görüşte; "...Refakat sebebiyle izin verilmesine esas teşkil edecek sağlık kurulu raporunda; refakati gerektiren tıbbi sebepler, refakat edilmediği takdirde hayati tehlike bulunup bulunmadığı, sürekli ve yakın bakım gerekip gerekmediği, üç ayı geçmeyecek şekilde refakat süresi ve varsa refakatçinin sahip olması gereken özel nitelikler yer alır. Gerekli görülmesi halinde üç aylık süre aynı koşullarda bir katına kadar uzatılır. Aynı kişiyle ilgili olarak aynı dönemde birden fazla memur refakat izni kullanamaz. Aynı kişi ve aynı yakaya dayalı olarak verilecek refakat izninin toplanı süresi altı ayı geçemez" ifadelerine yer verilerek konuya açıklık getirilmiştir.

Yine aynı görüşte; "İzin süresi içinde refakati gerektiren durumun ortadan kalkması halinde memur iznin bitmesini beklemeksizin göreve başlar. Bu durumda veya izin süresinin bitiminde, göreve başlamayan memurlar izinsiz ve özürsüz olarak görevlerini terk etmiş sayılarak haklarında 657 sayılı Kanun ve özel kanunların ilgili hükümlerine göre işlem yapılır" ifadelerine yer verilmiştir.

Refakat izni yetmezse aylıksız izin verilebilir

Yukarıda yer verdiğimiz refakat izni yeterli olmazda 657 sayılı Kanun'un 108'inci maddesinde yer alan; "Memura, 105'inci maddenin son fıkrası uyarınca verilen iznin bitiminden itibaren, sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, istekleri üzerine onsekiz aya kadar aylıksız izin verilebilir" hükmü gereğince aylıksız izin verilmesi mümkündür.

Buna göre memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hallerinde, bu hallerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla onsekiz aya kadar aylıksız izin verilmesi mümkündür.

Hastalık hallerinde mazeret izni verilir mi?

657 sayılı Kanun'un 104'üncü maddesinde memura hangi hallerde mazeret izni verileceği açıkça belirtilmiştir. Buna göre devlet memurlarına; doğum, evlilik, hamilelik, emzirme, engellilik ve ölüm gibi olaylara bağlı olarak mazeret izni kullanabilme hakkı da tanınmıştır.

104'üncü maddede açıkça belirtilen sebeplerle mazeret izni isteyen memura bu iznin kurumları tarafından verilmesi zorunlu tutulurken, bu haller dışındaki mazeretlerinden dolayı amirlerinin takdiri ile memurlara mazeret izni verilmesi imkanı da getirilmiştir. Buna göre, kanunda belirtilen kişilerin rahatsızlığını (hastalık veya kaza dolayısıyla) gerekçe göstererek mazeret izni isteyen memura 10 güne kadar mazeret izni verilebilir.